1 Nisan 2014 Salı

Ahmet Ümit - Hasret

Gel,
Dallarda tomurcuklanan bahar gibi
                            aydınlansın içim.
Güneş ol karakıştan kalan
                          son karları da erit.
Dağlardan dökülen soğuk sular gibi
                           süzül yaralı yüreğime.

Gel,
Soğuktan kavrulan yüzüm renklensin.
Çatlamış dudaklarım senin gelişine gülümsesin.
Ayrılırken eğdiğin o güzel başını kaldır.
Gözyaşlarını sil artık.
Memleketimin toprağının, denizinin,
Gökyüzünün rengiyle bak bana.
Gözlerinde ayışığındaki denizler gibi
                         çelik renkli parıltılar oynaşsın.

Küçük kızımız, yoksul evimiz gibi
Umutlarımız, özlemlerimiz ortak seninle.
Biz ki ellerimizin kanamasına aldırmadan
En sert kayalara en güzel biçimleri vermişiz.
En güçlü fırtınalar bile, 
Sürükleyip götürememiş bizi istediği yöne.
Zulüm kol gezerken sokaklarda
Bir kat daha güzelleştirmişiz delikanlı gönlerimizi.
Varsın ayrılık bu defa uzunca sürsün biraz,
Hasret tatlı tatlı sancısın yüreklerimizde.
Ben burada gözlerinin ışığından,
Yüreğinin sıcaklığından ayrı düşmümş olsam da,
Sen şehrinde, bir başına kalsan da
İkimiz de insanlığın bu büyük uğraşında oldukça,
Ne dağlar, denizlerle örülü uzaklık,
Ne birlikte yaşayamadığımız günlerin
                             kahrolası boşluğu
Yarlayamayacak,
             dünya kuralı beri yaşanan
                  tüm içten sevgiler gibi
                        güzel ve sade olan sevdamızı.

Ahmet Ümit

Hiç yorum yok: