26 Aralık 2013 Perşembe
25 Aralık 2013 Çarşamba
Ahmet ümit -Bir Ses Böler Geceyi Tanıtım Filmi 2
Ahmet ümit-Bir Ses Böler Geceyi Tanıtım Filmi -1
Ahmet Ümit "Bab-ı Esrar" Tanıtım Filmi
AHMET ÜMİT -BEYOĞLU'NUN EN GÜZEL ABİSİ - TANITIM FİLMİ
Ahmet Ümit "Sultanı Öldürmek" Tanıtım Filmi
Ahmet Ümit "İstanbul Hatırası" Tanıtım Filmi (izlemeden geçmeyin)
7 Aralık 2013 Cumartesi
Bandurabiriz (domatesli lapa)
Malzemeler:
-2 su bardağı baldo pirinç
-3 orta boy domates
-6 diş sarımsak
-2 yemek kaşığı sıvı yağ
-5 su bardağı sıcak su
-1 yemek kaşığı salça
-Kuru nane,tuz
Yapılışı:
-Domatesleri yemeklik doğrayıp sarımsakları da sarımsak rendesinden geçirip tencereye alın.
-Üzerine sıvı yağ,sıcak suyunuzu ve salçanızı ekleyin.Kaynamasını bekleyin.
-Kaynadıktan sonra iyice yıkadığınız pirinçlerinizi ekleyin.
-Kısık ateşte suyunu çekene kadar kapağını kapatıp pişirin ama ara sıra karıştırın ki dibi tutmasın.
-En son kuru nanesini ve bir tutam tuzunu da ekleyin.
Afiyet Olsun:)
2 Aralık 2013 Pazartesi
Klasik Salata Tarifi
Malzemeler:
-1 adet marul
-2 adet salatalık
-2 adet domates
-Nar ekşisi
-1 tatlı kaşığı sıvı yağ
Yapılışı:
-Marulu iyice yıkayıp ince ince doğrayın.
-Domatesi ve salatalığıda yemeklik doğrayın.
-Nar ekşisi tuz ve sıvı yağ katıp iyice harmanlayın.
Afiyet Olsun:)
Örnek Bir Beş Çayı Tabağı
Kızlar misafirlerinize bu tabaktan hazırlayabilirsiniz :) Afiyet Olsun :)
Şehriyeli Pilav(Böyle bir pilav yediniz mi?)
Malzemeler:
-Yarım su bardağı arpa şehriye
-3 yemek kaşığı sıvı yağ
-1 su bardağı pirinç
-2,5 su bardak su
-Bir tavuk bulyon
-Tuz,karabiber
Yapılışı:
-Öncelikle pirincin üzerini biraz geçecek derecede sıcak su katıp yarım saat beklettikten sonra suyunu süzüp iyice pirinç süzgecinde yıkayın.
-Yağı ve şehriyeleri teflon tencerenize alın ve yüksek ateşte şehriyeleri kahverengi olana kadar kavurun.
-Pirinçleri ekleyip 2-3 kez tahta kaşıkla hafifçe karıştırıp sıcak suyunu ekleyin ve ocağın altını kısın.
-Tavuk bulyonu elinizle ufalayıp rastgele yayın.
-Hafif tuz ekin (yarım çay kaşığı kafi)
-Kapağını kapatın ve ara sıra kaşığın sırtıyla bulyonları yayın eriyorlar hemen zaten.
-Suyunu çekince altını kapatın
-Pilavınızı yarım saat demledikten sonra servis edebilirsiniz
Afiyet Olsun :)
Kısır tarifi
Malzemeler:
-2 domates
-2 salatalık
-2,5 su bardağı ince bulgur
-3 su bardağı sıcak su
-Dilerseniz 4 dal yeşil soğan
-Bir tutam maydanoz,nane
-Nar ekşisi
- 2 yemek kaşığı sıvı yağ
-1 yemek kaşığı salça
Yapılışı:
-Bir kapta sıcak suyla bulguru ıslatın ve üzerini kapatın.
-Bulgur iyice suyunu çekip şişerken,küp küp domates ve salatalığı doğrayın
-Yeşil soğan,maydanoz ve naneyi incecik kıyın
-Geniş bir leğene yada yoğurma tepsisine bulguru alın tüm malzemeleri ekleyin salça nar ekşisi ve sıvıyağıda ekleyin.
-Hepsini bir arada harmanlayın.
Afiyet Olsun:)
Etiketler:
Aperatifler,
Yemek Tarifleri
Kontes'in Dünyası
Sigara Böreği
Malzemeler:
-1 kg yufka
-250 gram lor peynir
-Yarım demet maydanoz
-1 kase süt
-Kızartmak için yağ
Yapılışı:
-Yufkayı masaya serin üstüste koyun bütün yufkaları.
-Bıçakla 8 eş parçaya ayırın.
-Aynı zamanda maydanoz ve lor peynirini harmanlayın.
- Yufkanın üzerine yeteri miktarda peyniri koyup rulo şekline çevirin.
-Kızgın yağda kızartın.
-Kağıt havlu serili servis tabağına alın.
Dostoyevski - Suç ve Ceza
Merhaba kızlar. Bu sefer bir dünya klasiği ile sizlerleyim. Çoğunuz okumuştur. Okumayanlar içinde şiddetle tavsiye ederim. Bence Suç ve Ceza insanın dönemlerinde bir kaç kez okuması gereken bir kitap. Gençliğe yeni adım atarken, olgunlukta ve yaşlandıktan sonra okunması gereken nacizane bir kitap bana göre. Biraz ağır bir roman olduğu doğrudur. Ama insanı içine alan yaşatan bir kitaptır. Anlatılan cinayet sahnesini siz yapıyormuşsunuz gibi okurlara sunar Dostoyevski. Bir insanın nasıl çaresiz kalınca neler yapabileceğini gösteriyor. Mutlaka okunması gereken kitapları listenizde olsun bence :)
Ahmet Ümit - Sis ve Gece
Evet kızlar yine bir kitap ile karşınızdayım. Bu kitap Türkiye'nin gerçeklerine yüz tutan bir kitap. Kitabın kahramanı MİT (milli istihbarat teşkilatı) görevlisi. Adam evli ama karısını Mine diye bir kadınla aldatıyor. Bu kız bir gün kayboluyor. Onun terör örgütünden olduğu sanılıyor. Çok çarpıcı gerçekler gerilim dolu bir polisiye. Sonu yine sizi şaşırtan bir şekilde bitiyor. Kütüphanenizde bulunması gereken bir kitap :)
30 Kasım 2013 Cumartesi
Galetalı Tavuk
Malzemeler:
-1 kg tavuk butu
-5 çorba kaşığı galeta unu
-3 çorba kaşığı un
-3 yumurta
-tuz
Yapılışı:
-Butlarınızı tuzlayın.
-Önce una sonra yumurta ve galeta ununa batırın.
-Arkalı önlü kızartın.
Afiyet Olsun :)
29 Kasım 2013 Cuma
Etli Yaprak Sarması
Malzemeler:
- 250 gr salamura veya taze asma yaprağı
- 1 büyük boy kuru soğan
- 250 gr dana kıyma
- 1 su bardağı pirinç
- 1 yemek kaşığı sıvıyağ
- 2 tatlı kaşığı domates salçası
- 2 tatlı kaşığı biber salçası
- Tuz, karabiber
Yapılışı:
- Yaprak salamura ise dolmaları sarmadan önce 3 - 5 dakika kaynar suda tutunuz. Eğer yapraklar taze ise bu müddet biraz daha fazladır.
- Soğanı yemeklikten ince doğrayınız.
Yıkanmış pirinci, kıymayı, soğanı,1 tatlı kaşığı biber salçası, 1 tatlı kaşığı domates salçası, sıvıyağı , tuz, karabiberi bir kap içinde iyice harmanlayınız. - Tencerenin dibini yağlayınız ve içine etli karışım koyduğunuz ve sardığınız dolmaları dikey olarak yerleştiriniz.
- Pişme esnasında yaprakların açılmaması için dikey dizdiğiniz sarmaların ortasına yuvarlak kase koyun yapraklarınızın sıkıştığına emin olun.(daha iyi pişmesi için benim tercihim,dilerseniz yatay dizip üstüne geniş tabak kapatabilirsiniz.)
- Pişirme müddeti orta ateşte 40 dakikadır. Suyu azalırsa sıcak su ilave edebilirsiniz.
- Çırpılmış sade veya sarımsaklı yoğurtla servis edilebilir.
Afiyet Olsun :)
Etiketler:
Dolmalar,
Sarmalar,
Yemek Tarifleri
Kontes'in Dünyası
Mercimekli Bulgur Pilavı
Malzemeler:
-1 su bardağı haşlanmış yeşil mercimek
-2 su bardağı pilavlık bulgur
-1 orta boy soğan
-1 yemek kaşığı sıvı yağ
-4,5 su bardağı sıcak su
-Tuz
Yapılışı:
-Sıvı yağı tencereye alın,yemeklik doğradığınız soğanlarınızı ekleyin hafif yanana kadar kavurun.
-Haşlanmış ve iyice yıkanmış olan mercimeğinizi ekleyip karıştırın.
-Bulguru yıkadıktan sonra ekleyin.
-Sıcak suyu da ekleyin,tuzunuzu atın.
-Kapağını kapatıp kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.Yarım saat demlendikten sonra servis edebilirsiniz..
Afiyet Olsun :)
-
Kuru İncir Reçeli
Malzemeler;
-4 su bardağı toz şeker
-3 su bardağı su
-Yarım kg kuru incir
-1/4 limon suyu
Yapılışı;
İncirleri, şeker ve suyla birlikte kaynatın. İncirler yumuşayıp şerbeti iyice koyulaşınca limon sıkıp biraz daha kaynatın. Ateşten alıp kavanozlara doldurun.
Afiyet Olsun :)
22 Kasım 2013 Cuma
Ahmet Ümit - Agatha'nın Anahtarı
Merhaba arkadaşlar. Yine okuduğum bir kitabı sizlere sunmak istedim. Tabiki yine vazgeçilmezim Ahmet Ümit. Bu kitapta tıpkı Şeytan Ayrıntıda Gizlidir de ki gibi bir kaç hikayeden oluşmaktadır. Kahramanımız yine Başkomiser Nevzat ve ekibi. Farklı farklı olaylar yer almaktadır. Güzel ve şaşırtıcı olaylar yer almaktadır. Hepinize tavsiye ederim :)
Ahmet Ümit - Beyoğlu'nun En Güzel Abisi
Evet kızlar bu kitap Ahmet Ümit'in en son kitabı. Bende çıkar çıkarmaz aldım. Kitap Başkomiser Nevzat üzerine kurulu. Tarlabaşında işlenen bir cinayeti ele alıyor. Aslında çok söylenecek bir şey yok. Kitap mükemmel ötesi. Soluksuz okuduğum bir kitap. Hepinize tavsiye ederim. İyi okumalar :)
"Aşk, yaşamı; cinayet, ölümü sıradanlıktan kurtarır."
"Aşk, yaşamı; cinayet, ölümü sıradanlıktan kurtarır."
19 Kasım 2013 Salı
Un Kurabiyesi
MALZEMELER:
*250 gram margarin(oda sıcaklığında)
*1 çay kaşığı kabartma tozu
*3-4 damla limon suyu
*2,5 bardak elenmiş un
Üzeri için;Pudra şekeri
YAPILIŞI:
*Margarinden küçük parçalar kopartın.Üzerine kabartma tozunu ve limon suyunu gezdirip karıştırın.
*Unu yavaş yavaş eleyerek ekleyin ve yumuşak bir hamur elde edin.
*Hamurdan küçük parçalar koparıp,yağlı kağıt serili tepsiye yerleştirin.
*180 derecelik fırında 20-25 dakika pişirin.
*Üzerine pudra şekeri gezdirin.
Afiyet olsun :)
Etli Kuru Fasulye
MALZEMELER
*1 orta boy soğan
*2 yemek kaşığı sıvı yağ
*500 gram koyun kuşbaşı
*1 orta boy domates
*2 bardak kuru fasulye
*1 yemek kaşığı salça
*7 su bardağı sıcak su
*Tuz,kara biber
YAPILIŞI
*Fasulyeyi bir gece önceden suda bırakın.
*Tencereye sıvıyağınızı ve yemeklik doğranmış soğanlarınızı alın,soğanlar hafif yumuşayınca eti ekleyin birlikte rengi gri olana kadar kavurun.
*Fasulyelerinizi ve rendelediğiniz bir domatesi ekleyin.
*Salçanızı da ekleyip tüm malzemeyi harmanlayıp sıcak suyunuzu ekleyin.
*Fasulyeler yumuşayınca baharatları ekleyip ocağınızı kapatın.
Afiyet olsun :)
Pirinç Köftesi
Gerçekten çok hoş bir lezzet.İster öğlen atıştırmalık olarak ister kahvaltı sofralarınızda değişiklik olarak yapıp yiyebileceğiniz güzel bir tat pirinç köftesi..
MAlZEMELER
- 1 su bardağı pirinç
- 2 adet yumurta
- 3 yemek kaşığı un
- 1 çay bardağı kaşar peyniri rendesi
- 1 fincan maden suyu
- Tuz, karabiber
- Kızartmak için sıvıyağ
- 2 adet yumurta
- 3 yemek kaşığı un
- 1 çay bardağı kaşar peyniri rendesi
- 1 fincan maden suyu
- Tuz, karabiber
- Kızartmak için sıvıyağ
YAPILIŞI:
1. Pirinci yıkayıp 2 bardak sıcak tuzlu suda pişirin. Pişen pirinci derin bir kaba alıp biraz ılımaya bırakın.2. Yumurtaları, unu, kıyılmış dereotunu, maden suyunu ve peynir rendesini iyice karıştırın. Bu karışımı pirinçlere ekleyip tekrar karıştırın.
3. Hazırladığınız karışımdan birer dolu yemek kaşığı alarak başka bir kaşık yardımıyla kızgın yağa bırakın. Tüm köfteleri arkalı-önlü güzelce kızarttıktan sonra sıcakken servis yapın.
16 Kasım 2013 Cumartesi
Sosisli Soslu Patates
Arkadaşlar kendi tasarladığım bir tarif ve çok lezzetli oldu tavsiye ederim :)
Malzemeler:
*4 adet patates
*8 adet sosis
*1 yemek kaşığı salça
*1 yemek kaşığı yoğurt
*1 adet domates
*1 yemek kaşığı sıvı yağ
*1 çay bardağı sıcak su
*Kuru nane,Karabiber,Kimyon,tuz
Yapılışı:
*Öncelikle küp küp doğradığınız patateslerinizi 250 derecelik fırında kontrol ederek pişirin.
*Tencereye sıvı yağı alın ve küp küp doğradığınız domatesi ekleyin.
*Domatesler yumuşayınca üzerine halka halka doğradığınız sosisinizi de ekleyin.
*Ayrı bir kapta yoğurt,salça ve sıcak suyu ekleyip karıştırın.
*Bu karışımı tencereye dökün ve patateslerinizi de ekleyin.
*Tüm malzemeyi harmanladıktan sonra baharatları atıp karıştırın.
Afiyet olsun :)
10 Kasım 2013 Pazar
Canım İstanbul
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!.
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler....
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!.
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler....
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…
Necip Fazıl KISAKÜREK
Etiketler:
Edebiyat Köşesi,
İstanbul'a dair
Kontes'in Dünyası
BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM - NAZIM HİKMET
|
Etiketler:
Edebiyat Köşesi,
Nazım Hikmet
Kontes'in Dünyası
Nazım Hikmet-Bir Ayrılış Hikayesi
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
Erkek kadına dedi ki:
-Seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
Ve ben artık
biliyorum:
Toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
Fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
Sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
Sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
Kadın sustu.
SARILDILAR
Bir kitap düştü yere...
Kapandı bir pencere...
AYRILDILAR...
Güzel Bir Animasyon
Çok hoş :) İyi Seyirler :)
Kız Kulesi Efsanesi 3
Hikaye; Battal Gazi’nin askerleri ile birlikte Kızkulesi’ne baskın yaptığını ve kulede saklanan hazineleri alarak, burada yaşayan Üsküdar Tekfuru’nun kızını kaçırdığını anlatır. İstanbul’u (Constantinopoli) kuşatmaya gelen Battal Gazi, kuşatmadan bir sonuç alamayınca Kızkulesi önündeki kıyıya karargahını kurar ve yedi sene burada kalır.
Hikayeye göre, Battal Gazi’nin Üsküdar kıyılarında bu kadar uzun süre kalmasının asıl nedeni, Tekfurun kızına aşık olmasıdır. Üsküdar Tekfuru, Battal Gazi’nin korkusu ile kızını, hazineleri ile birlikte kuleye kapatır. Şam seferini tamamlayarak Üsküdar’a dönen Battal Gazi, kayık ile Kızkulesi’ne gelerek, Tekfurun kızı ve hazinelerini aldıktan sonra Üsküdar’dan atına atlayıp oradan uzaklaşır. Çokça bilinen “Atı alan Üsküdar’ı geçti” lafı bu hikâyeden gelir.
Bu hikâyeden günümüze gelen bir diğer şey de küçük kulemizin ismi ile ilgilidir.
Diğer efsanelerdeki prenseslere de atfen Türkler buraya Kız-Kulesi ismini vermişlerdir. Antikçağ’da Arkla (küçük kale) ve Damialis (dana yavrusu) adları ile anılan kule, bir ara da Tour Leandros ismi ile ün yapmıştır.
Bu eşsiz yapı, günümüzde ise “Kızkulesi” adı ile bütünleşerek, bu isimle anılmaya devam etmiştir.
Kız Kulesi Efsanesi 2
Bizans imparatorunun bir kızı olur. İmparator buna çok sevinir ve kızının doğum gününü, ülkesinde bayram ilan eder.
Her yıl, prensesin doğum günü bayramı görkemli bir şekilde kutlanır. İmparator, bilginlerinden, kızının tahta hazırlanması için eğitilmesini ister. Fakat bilginlerin en yaşlısı, imparatora, kızının on sekiz yaşına basmadan bir yılan tarafından sokularak öleceğini kehanet eder. Bunun üzerine imparator, denizin ortasındaki küçük bir adacık üzerinde yer alan kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir.
Böylece yıllar geçer. İmparatorun kızı on sekizine basmak üzeredir. Ancak, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır.
İmparator, kızının ölümüne çok üzülür ve kaderden kaçılamayacağını anlar. Kızı toprağa gömülürse, yılanlara yem olacağını düşünerek, prensesin cansız bedenini mumyalatıp pirinç bir tabuta koydurur. Tabutun da Ayasofya’nın yüksek duvarlarından birinin üstüne yerleştirilmesini emreder. Böylece, kızının hiç değilse ölüsünün yılanlardan korunacağını düşünür.
Bugün, bu tabutun üstünde iki delik vardır. Yılanın, prensesi, ölümünden sonra da rahat bırakmadığı anlatılır.
Kız Kulesi Efsanesi 1
Kızkulesi ile ilgili anlatılan ilk hikâye; Ovidius’un kaydettiği bir aşk hikâyesidir. Hero ile Leandros adlı iki gencin hüzünlü aşkını anlatan bu hikâye, Hero’nun kuleden ayrılmasıyla başlar. Hero, Afrodit’in rahibelerindendir ve aşka yasaklıdır. Yıllar sonra Afrodit’in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılır ve orada Leandros ile karşılaşır. Delikanlının ateşli ve hüzünlü bakışı Hero’yu etkiler. İki aşık, yıllardır birbirlerini tanıyorlarmış gibi, bu kısacık zaman diliminde, kalplerinin artık başka bir insan için çarpmayacağını anlarlar. Birbirine aşık olan iki genç, Leandros’un gece kuleye gelmesi ile aşklarını kutsarlar.
Kızkulesi her gece iki gencin gizli aşkına ve yasak sevişmelerine tanıklık eder. Leandros’un yüzerek kuleye geldiği fırtınalı bir günde Hero’nun yaktığı sevda ateşinin feneri söner. Karanlıkta yolunu kaybeden Leandros, Boğaz’ın sularına gömülür. Sevgilisinin öldüğünü gören Hero da kendini Kızkulesi’nden Boğaz’ın sularına bırakır.
Ahmet Ümit - Patasana
Evet kızlar sizlere yine okuduğum güzel bir kitabı anlatmak istiyorum. Bu kitapta arkeoloji ön planda. Antep yakınlarında kazı yapan arkeologların başından geçen olaylar zincirini ele alıyor. 28 parça tablet buluyorlar. Bu tabletlerde de neler yazdığını anlatıyor. Çok güzel ilginç bir kitap. Hititler, Asurlular Osmanlının son dönemleri, Ermeniler, Kürtler, günümüzde yaşanan terör olayları ve beni çok etkileyen kardeş kanı... Çok akıcı bir kitap. Okudukça okuyası geliyor insanın 2 günde bitirdiğim bir kitap. Size de tavsiye edip iyi okumalar dilerim :)
7 Kasım 2013 Perşembe
Ahmet Ümit - Bir Ses Böler Geceyi
Evet kızlar buda son okuduğum kitap. Gerilim romanı. Köy mezarlığında adam kaza yapıyor gecenin bir vakti. Sonra adam kalkarak köye gidiyor köyü bulmakta zorluk çekiyor. Köye giderken yolda tekedilmiş bir mezar görüyor. Korkuyor ama yine de bakıyor. Bakıyor ki içi boş. Köye doğru ilerliyor. Köyü buluyor. Ve orada bir cem evi. Cem töreninde arınmayı bekleyen bir ölü. Annenin babanın feryatları. Bu olay içinde gelişen gerilim yüklü bir roman. Alevi inancına farklı bir bakış açısı sunan Ahmet Ümit yine soluksuz okuyacağınız 1 günde ya da 2 günde bitireceğiniz bir kitap yazmış. Sonu zaten tüylerinizi diken diken edecek eminim :)
Ahmet Ümit - Kavim
Merhaba kızlar. Başka bir kitabım ile buradayım. Bu kitapta da Ahmet Ümit çok güzel işlemiş. Baş Kahramanımız Başkomiser Nevzat. Bir adam bulunuyor adamın göğsünde haç saplı bır bıçakla öldürülmüş. Adamın kanıyla da yanında ki İncil den satırlar yazılmış. Bunun üstüne Başkomiserimiz olayın üstüne gider. Ve olay öyle bir hâl alır ki arap saçına döner resmen. Ortalık karışır. O kadar geniş yelpazeden tutmuş ki Ahmet Ümit. Kitapta Süryaniler, Nusayriler, Rumlar, Türkler, Kürtler ve bu topraklarda yaşayan halklarin hepsi vardır. Herkese yer vermiş ve gayette düzgün doğru bir şekilde aktarmış. Ve kitabın sonu öyle bir hâl alıyor ki çok şaşıracaksınız. Yani anlayacağınız bir Ahmet Ümit klasiği :)
Ahmet Ümit - Sultanı Öldürmek
Merhaba kızlar. Yeni bitirdiğim kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum. Uzun süredir yazamadım. Bu sırada bir kaç kitap okudum. Hemen kitabın özetine ilgi çekici yerlere geçim. Bu kitapta başkahraman bir tarihçi. İçinde güzel bir aşk hikayesi ve Osmanlı tarihine oldukça fazladan yer verilmiş. 2. Mehmed'in çocukluğundan İstanbul'u aldığı zamana kadar ki olayları hiç okullarda görmediğiniz ya da büyük ihtimal çok tarih okumuyorsanız ilk kez duyacağınız şeyler vardır. Kitap yine bir cinayeti işliyor. Bizim tarih profesörü gençlik yıllarında bir kadına aşık olur. O kadın da ona aşık olur. Fakat kariyeri için kadın onu terkedip Amerika'ya yerleşir. Daha iyi bir tarihçi olur. Fakat bizim tarihçimiz ise psikojenik füg diye bir hastalık geçirir ve olaylar bu doğrultuda başlar. 1 saat kadar birşey hatırlamaz. Aradan 30 yıla yakın zaman geçer. Ve eski sevgilisi İstanbul a gelip onunla görüşmek ister. Bizim tarihçimiz ise yine bir kriz geçirir ne yaptığını hatırlamaz ve eski sevgilisinin evine gider. Ve eski sevgilisi öldürülmüştür. Boğazında Fatih Sultan Mehmed' in tuğrası olan bir mektup açacağı ile. Kendi mi öldürmüştür yoksa başka biri mi. İşte olayı heyecanlı yapan şey de budur. Ve kitap aşağıdaki cümle ile başlar:
Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi ihtam eden kişi, bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?
Biri, sizi cinayet işlemekle suçladığında deliller bulur, tanıklar gösterir, bunun bir iftira olduğunu kanıtlamaya çalışırsınız, ama sizi ihtam eden kişi, bizzat kendinizseniz, ne yaparsınız?
27 Ekim 2013 Pazar
Tavuk Şiş
TAVUK ŞİŞ
Bugün günlerden pazar tabir-i caizse ızgara,barbekü ve mangal günü...
Ben de bugün sizlerle bu tarifimi paylaşacağım..
Malzemeler:
Yarım kilo tavuk göğsü
Kekik
Pul biber
Tuz
Karabiber
Kuru nane
Yapılışı
Tavuğu yıkayıp tuz ve baharatlarla harmanlayıp şişe geçirin :)
Afiyet olsun :)
21 Ekim 2013 Pazartesi
Tavsiye Kitaplar
Kızlar burada sizlere erkek arkadaşımın bana tavsiye ettiği kitapları paylaşmak istiyorum. O kadar Ahmet Ümitleri aldım ama işte aşk başka bir şey :) Sultanı Öldürmek bittikten sonra başlamak istiyorum bunlara. Okuduktan sonra sizlerle paylaşmaya devam ederim :) İşte o kitaplar..
20 Ekim 2013 Pazar
Ahmet Ümit - Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Evet kızlar yine bir Ahmet Ümit. Bu kitapta tek bir olay yok. Birkaç olay vardır. Kahramanlarımız yine Başkomser Nevzat ve ekibidir. Dizi gibi düşünün. 18 Bölüm 18 ayrı hikaye vardır. Hepsi birbirinden bağımsız hikayelerdir. Hepsi mükemmel hepsi harika konulardır. Tam bir Ahmet Ümit'e yakışan bir kitap. Okumanızı gönülden istiyorum :)
Ahmet Ümit - Bab-ı Esrar
Kızlar yine size okuduğum bir Ahmet Ümit kitabını tanıtmak istiyorum. Tam bir gerilim romanı. Biliyorsunuzdur Ahmet Ümit'in Başkomiser Nevzat'ı gözdesidir. Burada da adı geçmektedir. Konuya gelecek olursak eğer Mevlânâ yı ve Şems-i Tebrizi anlatmaktadır. Yani din ile ilgili şeyler oldukça vardır. Kahramanımız bir Sigortacı. İsmi Karen Kimya Greenwood. Konya'da bir otel yangınını soruşturmasını üstleniyor. Ve Londra'dan Konya'ya gidiyor. Fakat kendisinin babası Konyalıdır. Ve Mevlevi tarzı şeylerde bizzat kendi vardır. Ama küçük yaşta bu kızı babası terketmiştir. Annesi ise inançsızdır. Böyle harmanlanan bir kadının yıllar sonra babasının memleketine gelmesi ile olaylar başlar. Tam bir gerilim romanıdır soluksuz okuyacağınız bir kitap. Sonunu anlatmak ile bitiremem yaşamak gerekir :) İyi okumalar :)
Yeni Kitaplarım
Kızlar yine dayanamayıp gittim Ahmet Ümit kitaplarına çullandım :) 4 tane daha Ahmet Ümit kitabı aldım. Artık okudukça tek tek sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Şu an Sultanı Öldürmek kitabını okuyorum ve soluksuz bir şekilde yine devam etmekte kitap. İşte yeni aldığım kitaplarım..
15 Ekim 2013 Salı
Et Kavurması
Lezzetli bir et kavurması tarifi
Hanımlar hazır kurban bayramı gelmişken bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım ve sizinle güzel bir et kavurması tarifimi paylaşacağım.
Malzemeler:
Kuşbaşı yağlı et (dana ya da koyun)
Tuz
Karabiber
Kekik
Pulbiber
1 orta boy soğan
1 su bardağı ılık su
Yapılışı:- Öncelikle etimizi biraz yıkayalım.
- Tenceremize etimizin kendi yağı olursa daha lezzetli olacağından kendi yağında kavurmanızı öneririm eğer yağı yetersiz veya az ise 1 buçuk yemek kaşığı sıvı yağ koyalım.
- Etimizi tencereye alalım.
- Orta boy soğanımızı kabuğundan ayırıp ikiye bölelim iki yarım haline gelmiş olacak onu da tenceremize ekleyelim.
- Etimizi yüksek ateşte 5 dakika kavuralım.
- 1 su bardağı ılık suyumuzu ekleyelim ve tencerenin kapağını kapatalım.
- Kısık ateşte yaklaşık 1 saat kadar suyunu çekene kadar pişmesini bekleyelim.(cam kapak kullanırsanız etin suyunu çekip çekmediğini rahatlıkla görebilirsiniz)
- Etimiz suyunu çektikten sonra tuz karabiber kekik ve pul biber serpiştirip karıştırın.
Afiyet olsun :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)